SESİMİ DUYUN
Nöbette rahatsızlandı, belden aşağısı felç... Bursalı Mehmet Kaya'nın yürek yakan isyanı!
Vatani görevini yerine getirdiği Diyarbakır Özekli Jandarma Karakol Komutanlığı'nda nöbet tutarken geçirdiği rahatsızlık sonucu belden aşağısı felç kalan Mehmet Kaya, olay anına ilişkin tutanak tutulmadığı için mağdur oldu. Yaşadığı süreci, "Psikolojim bozuldu, intihara kalkıştım" şeklinde ifade eden Kaya'nın devletten tek isteği, hem kendisini onore edecek bir düzenleme hem de geçimini sağlayabileceği bir maaş...
-İsmail ARSLAN-
Mehmetçik...
Kahramanlıkları saymakla bitmeyen, ismen ayırt edilmesi mümkün olmayan vatan evlatlarının hepsine birden konulan bir nişane...
Mehmetçik, Türk milletinin kalbinde derin bir his, beşikten mezara kadar bir güven, mazluma umut, zalime korku veren bir duygudur...
Bütün Türk ordusunun simgesi, bir fikir, bir amaçtır Mehmetçik...
Rütbesine bakılmaksızın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kutsal üniformasını giyen her vatan evladına hissedilen sevginin, saygının, özlemin kısaca tüm güzel duyguların ifadesidir...
Tarih 11 Kasım 2005...
O tarihte 21 yaşında çakı gibi bir askerdi Mehmet Kaya, ismiyle müsemma tam bir Mehmetçik...Vatani görevini yerine getirdiği Diyarbakır Özekli Jandarma Karakol Komutanlığı'nda nöbet tutarken birden fenalaştı, sağ tarafında uyuşma hissetti. Önce revire, daha sonra Diyarbakır Askeri Hastanesi'ne ardından da GATA'ya sevk edildi. Şuan belden aşağısı felç, tekerlekli sandalyeye mahkûm...
Hem yaşadığı süreci "Psikolojim bozuldu, intihara kalkıştım" şeklinde özetleyen Mehmet Kaya ile hem de Kaya'nın durumu çözmek için mücadele veren Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Bursa Şube Başkanı Metin Şenol ile buna benzer sorunları ve taleplerini konuştuk.
Mehmet Bey, nasıl oldu, neler yaşadınız? Bize anlatır mısınız?
- Diyarbakır'da Özekli Jandarma Karakol Komutanlığı'nda vatani görevimi yerine getiriyordum. 11 Kasım 2005'te teskereme 9 gün kala nöbet tutarken sağ tarafımda bir rahatsızlık, bir uyuşma hissettim. Uzman Çavuş ve arkadaşlarımın yardımıyla koğuşa götürüldüm. 2 gün koğuşta yattıktan sonra, durumum daha da kötüye gitti. Önce revire, ardından Diyarbakır Askeri Hastanesi'ne daha sonra da 23 Kasım'da ambulans uçakla Ankara GATA'ya sevk edildim. Uzun tedavi sürecinin ardından Behçet hastalığı (Nörolojik tutumlu) teşhisi konuldu ve 'askerliğe elverişli değildir' kararı alındı.
Peki daha önce böyle bir hastalığınız var mıydı? Herhangi bir belirti oldu mu?
-Nöbet sırasında yaşadığım rahatsızlık nedeniyle olay anına ilişkin herhangi bir tutanak tutulmadı. Bu durum nedeniyle bazı haklardan mahrum kaldım. GATA'ya sevkimden 1 gün önce yani 22 Kasım'da teskere hazırlandı. GATA'da tedavi olurken terhis edilmem nedeniyle ilaçlarımı alamadım, ciddi sıkıntılar yaşadım. Terhis belgesinde yaşadığım rahatsızlığa ilişkin herhangi ifade de yer almadı. Hazırlanan raporlarda benim bu hastalığımın, geçmişten gelen bir rahatsızlığın sonucu olduğuna dair ifadeler yer aldı. Ancak askerlik öncesi yapılan muayenede 'askerliğe elverişlidir' denildi. Ben daha önce böyle bir rahatsızlık yaşamadım.
İNTİHARA KALKIŞTIM
Rahatsızlandığım anda nöbetçi astsubayın olay yeri tespit tutanağının tutmaması nedeniyle, hastalığımın vatani görevimi yaptığım sırada meydana geldiğini ispatlayamıyorum. Bu süreç beni oldukça yıprattı. Çözüm için çalmadık kapı bırakmadım. Psikolojim bozuldu, intihara bile kalkıştım. Şuan tekerlekli sandalyeye mahkûmum. Engelli statüsünde aylık 650 TL alıyorum. Aldığım para da ithal ilaçlarıma ve muayene ücretlerine gidiyor. Devletimizden tek dileğim beni engelli statüsü ile gazilik unvanı arasında bir konumda değerlendirmesi ve aylık bağlaması. Çünkü ben vatanıma hizmet ederken, nöbet görevim sırasında bu hastalığa yakalandım. Artık sesimin duyulmasını ve sorunumun çözülmesini istiyorum.
Metin Bey, siz neler söylemek istersiniz? Benzer durumlar var mı?
Mehmet Kaya kardeşimizin gitgide yatağa mahkûm olması kuvvetli ihtimal. Ama arkadaşımıza imtiyaz sağlayacak bir haktan faydalandırabilirsek, rehabilitasyon merkezinde daha iyi tedavi görebilir. Anne babası Mehmet kardeşimize ne kadar bakabilecek? Maddi durumları da o kadar elverişli değil. Bu sorun Türkiye genelinde var. Derneğimize bu konuyla ilgili birçok arkadaşımız müracaat etti. Emekli ettiklerimiz oldu, yargı süreci devam edenler de var. Mehmet'e son verilen 'önceden olan bir rahatsızlığın getirisi olduğu kanısına varılmıştır' raporu nedeniyle hiçbir avukat kardeşimizin durumunu çözmek için çaba göstermedi. Dolayısıyla Mehmet kardeşimizin sorununu çözme noktasında henüz somut bir adım göremedik.
Peki Mehmet Bey'in durumunda ihmal var diyebilir miyiz?
O sırada görevli uzman çavuş ya da astsubayın "Mehmet Kaya, nöbet sırasında sağ tarafında uyuşma meydana geldiğini ifade etmiştir, ardından revire kaldırılmıştır" şeklinde tutanak tutmaması bir ihmaldir. 2 günlük koğuş süreci de var. Mehmet kardeşimiz rahatsızlandığı anda hastaneye sevk edilmemiş, bu da bir ihmaldir. Bugün bu kardeşimiz ihmallerden dolayı mağduriyet yaşamaktadır.
SONUÇ ALAMIYORUZ
Mehmet kardeşimiz, terörden zarar görmemiş ancak o dönemde OHAL uygulamasının olduğu Diyarbakır'da askerlik görevini yerine getirirken başına böyle bir olay gelmiş. Dernek olarak biz de yanında olmak istedik. Derneğimizin bünyesinde gaziler var, şehit anne babaları var, şehit eşleri de var. Bu durumda olanlarla ilgili de mevzuatlarda sıkıntılar yaşıyoruz. Siyasilere iletiyoruz ancak bir sonuç alamıyoruz. Hiç değilse Mehmet kardeşimiz gibi olay yeri tutanağı olmayan kardeşlerimize devletin emekli maaşı bağlanması talebinde bulunuyoruz.
Emekli maaşından kast ettiğiniz gazilik maaşı mı?
Hayır. Bu durumu terörle mücadelede gazi olan, operasyona giderken gazi olan kardeşlerimizden farklı değerlendirmeliyiz. Askerlik görevini yaparken rahatsızlanan kişileri onore edebilecek, engelli ile gazi statüsü arasında bir boyutta değerlendirilmesi, hayatlarını idame ettirme noktasında bir bakiyenin verilmesini istiyoruz. Asıl talebimiz budur.
- Etiketler:
- SESİMİ DUYUN